YILDIZ ADAM HATIRASI Karlı bir gündü, şehir görülmemiş biçimde karlıydı. Cezaevinin kapısından çıktı. Hakkı, on yıl hapis yatmıştı, zehir gibi acı günler, hazmedilmesi zor simsiyah günler devirmişti. Dostunun evinin ön bahçesindeydi, içiyorlardı, bahçeye söylenerek bir adam geldi, Kadir’den alacağı vardı, Kadir, “borcumu ödeyeceğim” deyip durdu her zamanki gibi, adam bundan bıkmıştı, yeni evlenmişti ve para acil lazımdı, bu kez parayı alacaktı, Kadir adama diktir çekip küfür edince tartışma kavgaya döndü, Kadir masadaki bıçağı almak isterken adam atik davrandı ve bıçağı kaptı, Kadir, sandalyeyle savunma yaptı ve adam yere düştü, Kadir adamın üstüne çıktı ve onu hurda haşat ediyordu, bıçak yere düşmüştü, Hakkı Kadir’i adamın üstünden almaya çalışıyordu. Onu güçlükle geri çekti, ona sarıldı, Hakkı, başını geri çevirince adamın yerden bıçağı almış koşarak üstüne geldiğini fark etti, son anda fark etmişti onu, bıçağı almaya çalıştı, bir süre savaştılar bu konuda, Ha...
Not: Okuyacağınız bu metin daha geniş çaplı hale gelmiş biçimde yazıldı, düzeltilecek, bir roman bu, yayınevinin birinden onaya alan, basılacak olan metin, okuyacağınız onun küçük hali, öykü hali. ATLAR ve İNSANLAR (sevi-şenler için)(eski insanlar sevmeyi tarif ederken 'sevişmek' kelimesini kullanırdı) bu kast edilmiştir- Köye yaz gelmişti, yaz ayının cidden hissedilmeye başlandığı ilk gündü. Ertesi gün hava bozacak endişesi yoktu insanlarda. Gökyüzü apaçıktı. Güneş parlaktı gün boyu. Dikkatini verirsen; dans ederek, birbirine takılarak otların, ağaçların çiçeklerin arasından uçan mutlu kelebekleri görürdün. Bir evin önünde güneşin kızdırdığı betona uzanmış bir kedi sırt tüylerini yalıyor hararetle. Köyün deresinden geçen gri kurt karşı kıyıda emniyette olduğunu anladıktan sonra silkeleniyor; ıslandı, yalıyor tüylerini. Ormandan çıkan bir tilki kıçını üstüne oturmuş çevreyi seyrediyor keyifle, bal arıları, eşek arıları uçuşuyor çevrede. İri bir kaplumbağa boyunu ...
Yorumlar
Yorum Gönder