KADIN CİNAYETLERİ

 



 

Adamlar cinayet işliyor. Perde arkasında ne var; hiç bilmiyoruz.

Terk edilmeyi kabullenemeyen adamlar bunlar.

İlişkide çok büyük haksızlığa uğruyorlar, büyük ruhsal tahribatlar yaşıyorlar.

Kızların anneleri evliliklerin bitmesini sağlıyor, bu yüzden adamlar eski karılarının annelerini de vurup öldürüyor.

Bu adamları harcayan kaynanaları aslında.

Kendi kızlarını da harcayan anneler

Aile içine karışıyorlar, kızlar evlilikte sorun yaşayınca annelerine sığınıyor. Anne sözüyle hareket ediyorlar.

Ömer adlı genç adam mühendisin pandemi yüzünden düğünü iptal edilir. Sonra genç kız yıllar süren ilişkiyi bitirir. Genç adam kabullenemez, gider kızın annesi ve akrabalarıyla konuşur, yalvarır, “bu iş biterse kendime ve kızınıza zarar verebilirim” türünden laflar ediyor, sonra kız ve annesi karakola gidip şikayette bulunup uzaklaştırma kararı aldırır, aynı gün silah edinen Ömer ikisini araçla takip eder, apartman önüne park eder anne kız aracı, Ömer aracından fırlar, ikisini de vurup öldürür. Sonra araç içinde kendini vurup öldürür.

 

Diğer olayda Alper boşandığı eski eşiyle yolda karşılaşır. Karşılaşma deniyor; ama değil. Onun geleceğini biliyor ve karşısına çıkıyor. Tartışma çıkıyor. Eski karısını vurup öldürüyor, sonra kaynanasının evine gidiyor, onu vuruyor ve evde misafir olan komşu kadını. Ve kendini vurup öldürür.

 

Kadınlar adamları zınk diye terk ediyor, fişi çeker gibi.

Bunu yaşayan erkekler iyi bilir.

Diyecek ne kadar sözü varsa adamların kadınlar hepsine kulak tıkıyor, o delirme, o çaresizlik durumunu bilen bilir. Karşılaştıkları dev acımasızlık. Korkunç bir şey bu.

 

Kızlar annelerine sığınıp sanki hiç ayrılmamışlar, boşanmamışlar gibi hayatlarına devam ederken, adamların sığınacağı kimse yok, dertlerini kime anlatsınlar, içlerini kurtlar kemirir, oysa kadınlar annesiyle konuşur, ağlar ve rahatlarlar. Erkekler böyle değil. O ayrılık sıkıntısını, travmayı anlatamazlar kimseye, içlerinde zehir birikir. Gerçekten de haksızlığa uğramışlardır. Ha, eski kadınlar sabreder, evliliği kurtarırdı. Eski kaynanalar kızlarına doğru öğütler verirdi.

Ama şimdiki kadınlar ve anneleri kolay yolu seçiyor, ayrılmak.

Mevzu çözülemiyor, kadınlar kendilerini kapatıyor, “ilişki bitti, seninle muhatap olmak istemiyorum” diyor. Duvar oluyorlar adama. İşte yıkıcı olan budur. Adam mahveden,  ruhunu zehirleyen.

 

Adamlarda biriken enerji, çözümsüzlük zehre dönüşüyor, enerjileri kilitleniyor, başka şey düşünemiyorlar, delirme bu, kız anasıyla dertleşip rahatlar, hatta yeni erkek arkadaş bulur, erkek bunu yapamıyor,  terk edilen ve onurlu olan cinayet işledikten sonra kendini de vurup öldürüyor. Gerçekten seven ve haksızlığa uğrayanlar kendini öldürüyor; ama gerçekten sevmeyenler ise kaçıyorlar ve yakalanıp hapse atılıyor.

Mahkemede yakayı kurtarmak, az ceza almak için yalan ve bahanelere sığınıyor.

Evlilikleri bitiren kaynanalardır, büyük kısmında böyle.

Terk edilen erkeklerin cinayet işlemeleri çok acıdır.

Hapse atılması gereken kaynanalardır aslında.

Bir eğitim kurumu yok, bu kaynanaları eğitseler, düzeltseler.

 

06: 35

12 Kasım 2020 Perşembe

 

İsa Kantarcı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ATLAR ve İNSANLAR (aşıklar için)

İLK AŞKLAR, "İYİ KIZLAR AŞIK OLUR" ROMANINDAN BİR ÖYKÜDÜR