Bunalımlı Yılları İnsanın

 


Bunalımlı Yılları İnsanın

 

Arkadaşlar, çoğu insanın (babası zengin değilse) bunalımlı yılları olur, o yıllarda her şeyin en kötüsünü yaşar. Dert bitmez, bela bitmez. Sorun bitmez, bulunduğumuz yeri pislik çukuru olarak görürüz. Aslında o yıllar en verimli olabileceğimiz yıllardır. Bazısında 50 yıl sürer, 60 yıl. Hiç üzülmeyin diyeceğim; ama üzülmeden olmuyor. Yazar Charles Bukowski’nin bunalımlı yılları 50 yılı aşkındır. İş yok, kadın yok, para yok, içip içip durmuş. Adam alkolik. Ne yapsa ne etse hayatta dikiş tutturamamış. Ama bütün o yalnız ve zor koşullarda tutkusu olan yazmayı sürdürmüştür, şiirler yazıp durmuştur, yiyecek ekmeği de yoktur, et, süt, tavuk vs. Yemeği yok, pansiyon odasında kiracı üstelik. Gündüz işe gider, postanede memurdur, zarfları belli kutucuklara koyar, sabahtan akşama dek, bunu süratli biçimde yapmak zorundadır üstelik. Geceleri içer, ve yiyecek hiçbir şeyi yoktur, ve bir gofret almıştır, onu azar azar yer. Sabah uyanır ve kusar. Alkolikler böyledir. Sonra işe gider. 2 intihar girişimi olur. Bütün o yıllarda ne kadar berbat durumda olursa olsun en sevdiği şeyi, yazmayı sürdürmüştür yazar.

50 yaşında bir şans yakalar ve bir yayıncı ona bir kapı açar. Ona der ki: “Sana ayda 100 dolar vereceğim, bunun karşılığında yazmaktan başka hiçbir şey yapmayacaksın.”

O sırada postanede memurdur, tanımadığı bu adama güvenir ve postane memurluğundan istifa eder. Kimse yaşı 50’ye geldiğinde bu riski göze almaz, alamaz, sosyal güvenceden de yoksun kalacaktır. Çok büyük bir risk alır. Bu adam 73 yaşında sirozdan ölmedi, kan kanserinden öldü.

Zengin olarak öldü ve onu dünya tanıyor.


İsa Kantarcı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ATLAR ve İNSANLAR (aşıklar için)

İLK AŞKLAR, "İYİ KIZLAR AŞIK OLUR" ROMANINDAN BİR ÖYKÜDÜR