YASAK İLİŞKİLER NASIL YAŞANIR?





 YASAK İLİŞKİLER NASIL YAŞANIR?

 

Aysel, sabah saat 10’a gelirken evden telaş ve korkuyla çıktı. İşini çabuk bitirip eve dönmeliydi. Liseye giden iki kızı vardı, oğlu üniversiteye yeni başlamıştı, başka bir şehirde. Görücü usulüyle bir adamla evlenmişti. “Adliyede memur, evi var, ailesi iyi, kabul et” diye baskı yaptı ailesi ve saçları dökülmüş, göbekli adamla evlenmişti. Hiç haz etmezdi böyle tiplerden. Arada 15 yaş farkı vardı. Zamanla severim dedi, ailesi madden zor durumdaydı, evlenip gideyim bu evden, boku püsürü bitmiyor bu evin. Evlendi çekti gitti. Kuru, sıkıcı bir düğün oldu. Adam iyi biriydi, çok yumuşak, sakin, tekme tokat dövsen bile argo kullanmaz. Sinirleri alınmış gibi biri.

 

Kara gözlük takmıştı, aman kimse görmesin, arada arkasına bakıyordu.

Siyah araç yol kenarındaydı. Araca bindi.

“Sen de mi güneş gözlüğü taktın?”

“Öyle.”

“Niye?”

“Görünmez olabilmek için.”

Aysel: “Ha, ha” dedi güler gibi yaptı soğuk biçimde, “çok komiksin.”

Sürücü de siyah güneş gözlüğü takmıştı. Uzun bir süre sonra aracı ormanlık alana getirdi ve ikili ıssız yeri gözden geçirdi, sonra aracın arka koltuğuna geçip öpüşmeye başladı.

 

Adam da evliydi, üstelik adliyede memurdu, üstelik kocasının iş arkadaşıydı, üstelik onun da üç çocuğu vardı.

Her seferde bu adamla buluşuyor, her seferinde aşkla gidiyor; ama iş bitince pişmanlıktan yanıp kül oluyor, geberiyor, bir daha asla diyor; ama her seferinde onu daha çok arzuluyor, her ay en az 3 kez buluşuyorlar.

Adam ise rahat görünüyordu.

“Bir gün yakalanacağız” derdi sık sık kadın.

Adam da ona aşık olmuştu, o da bir kadınla evlenmiş, çocuklar doğduktan sonra kadın değişmişti, cinselliği istifa etmiş gibiydi, her sefer ya beli ağrır, ya yorgundur, bir bahane uydurur, cinsel bir şey istemez.

 

Adam o eve sık sık uğrardı, vakit ne olursa olsun, dostu buradaydı, onunla vakit geçirmekten büyük zevk alırdı. Bazı günler evin adamı kalkmamış olurdu, konuk adam da Aysel’le muhabbete dalardı, çok iyiydi canım konuk adam, abisinden daha yakın, onunla can canaydı, kan kanaydı, ondan zerre zarar gelmezdi, konuk beklerdi evin erkeğinin kalkmasını, çay, kahve içerdi.

Bir yaz günüydü, konuk balkonda sigara içmişti, sıkılmıştı, mutfağa geçti, masadan sandalye çekip oturdu,

“Kahve yapayım mı?” dedi kadın.

“Olur” dedi adam.

Kadın patates kızartıyordu, arada tavayı karıştırıyordu.

Aysel, sarı çok tatlı bir etek giymişti, dizlerindeydi etek ucu, bol ama kalçayı ortaya çıkaran etekten gözünü alamadı konuk. Çok heyecanlandı. Kalkıp kadını kucaklayacaktı, ve yaptı, kadın sevindi, “aa!” dedi, şaşırdı, abi dedi sevinerek, çok mutlu olmuştu, ilk kez böyle bir şey olmuştu, adam ellerini aşağı kaydırınca işin rengi değişti. Böyle bir olaya delice aç kadın zevkten güvercin gibi kanatlanıp uçmaya başladı.

 

O gün mutfakta ayakta cinsel ilişkiye girdiler paldır küldür, bir anda oldu bitti olay. Adam da fena açtı bu olaya, kadın kasırga gibi açtı. Yine yapacaklardı; ama bununla yetinmek zorunda kaldılar.

Adamın da evliliğinde ateş yoktu, sıkıcı bir cinsel ilişki fare leşinden beterdir, hiç yapma daha iyi, insanın ruhunu ve kalbini çok rahatsız eder. Evlenmeden önce şöyle düşünürdü: “Kadın nedir? Bir çift meme, bacak arasında bir yarık, kadın… ya ben bunun nesini seveceğim, ne bu? Bu muymuş kadın?”  Böyle düşünmüştü ergenlik döneminde, bazı erkekler böyle hisseder, kadında neyi seveceğini zamanla öğrenir, zamanla öğrenirim diye düşündü, evlenince, çevresindeki herkes evlenmişti.

 

Aysel de ergenlikte şöyle düşünmüştü: “Bir adam, benzeri çok, bacak arasında bir uzantı var, ben bunun nesini seveceğim? Aşk ne?” Bu meseleyi çözmek yıllarını alır insanın. Karşı tarafı hissetmek, sevmek çok zor, bunun ne olduğunu öğrenmek, sevgi, aşk…

 

Aysel, aşkı kocasının iş arkadaşında öğrendi, adam da ondan, ya yakalanırsa, adam onu boşarsa, madden sıfır ve suçlu durumda, parasız pulsuz ne eder, hayatı biter.

Sadece cinsel tutku, peki, aşk bu mu, ortada zerre bir emek yok. Ama evliliğini büyük emeklerle kurdu, oturttu. Yakalanırsa?

Yakalanır da boşanırsa: 37 yaşında lise mezunu kadın ne b.k yer hayatta, hiç iş deneyimi yok. Okuyacaktı, “para yok, evlen sen, biz seni okutamayız” dediler, baskı yaptılar.

 

İş bitti, giyindiler, yapışkan bir şeyler bulaşmıştı bir yerlerine, su vardı, yıkadılar, kolonyayla ellerini sildiler, temizdiler.

 

Kadın araçtan indi, pişmandı: “Umarım bir kamyon çarpar sana, geberir gidersin de bir daha görüşemeyiz!”  diye düşündü. Çok kızgındı, hem ona hem kendine.

Bu iş duyulursa onun da hayatı biterdi. “Ne ahmak adam, neden bu işi bitirmiyor, hadi ben kadınım, yürekliyim, beceremedim, peki sen? Öküz herif!”

İlerledi, “çok da zevkliydi bu kez, balım benim, cennetim!”

Arkadan güçlü bir ses geldi, gümbürtü.

Aysel, arkasına döndü, kavşakta bir olay olmuştu.

Biri bağırdı: “Eyvah!”

Öteki adam: “Siyah araç güzeldi, pert oldu, adam kesin öldü.”

Yaşlı bir adam: “Ambulans çağırın!”

Aysel, sevinçle koştu olay yerine; ama onlarca insan dizilmiş, etten duvar olmuştu, olay yerini göremiyordu.

Gence sordu: “siyah araç, değil mi kaza yapan?”

“Evet, hanım efendi.”

“Beyaz gömlekli iri yarı adam mı kaza yaptı?”

“Evet. Kafası basınçla kağıt gibi düz oldu, gözümle gördüm. Beton mikseri altında kaldı. Kamyonun freni patladı zannedersem, yokuş aşağı çok süratliydi.

“Geberdin gittin Veysel, karaktersiz seks düşkünün pis herif! Yok oldun gittin sonunda. Evli kadına musallat oldun, baştan çıkardın, yoldan çıkardın beni. Hah hay!” diye söylendi. Bir kahkaha attı.

Az ilerde kaldırımda dikilen, sigara içen Veysel duyduklarına inanamamıştı.

Kadın onu fark etti. Göz gözeydiler, Aysel utandı, adam çok kötü bakıyordu, öldürülmüş gibi bakıyordu, kırgın, çok üzgün, kadın o an anladı, bu iş sonsuza dek bitmişti, kesin bitmişti, artık onunla buluşmayacaktı, bu kez zinciri kırdığını hissetmişti.

Veysel, az ilerdeki park ettiği aracına bindi ağlayarak, bu kez zinciri kırdığını hissederek, dev bir rahatlıkla, süratle uzaklaştı oradan.

Kadın onun ağladığını göremedi; ama o da ağlıyordu. İlk kez. Bu mesele yüzünden.

 

İsa Kantarcı

 

 BU ÖYKÜ YAZDIĞIM BİR KİTABINDANDIR. KİTAP İÇİNDE 50 KISA ÖYKÜ OLACAK.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ATLAR ve İNSANLAR (aşıklar için)

AŞK UĞRUNA