KIZLARIN HASRETİNİ ÇEKTİKLERİ BAL GİBİ TATLI KOZMİK PENİS
KIZLARIN HASRETİNİ ÇEKTİKLERİ BAL
GİBİ TATLI KOZMİK PENİS
Sokakta ilerliyordum, ekmek
alacaktım, peynir, zımba teli, çok tuhafıma giden bir şey oldu, beni uzaktan ya
da fark eden kızlar bozardı, yani cızırtılı bir şaşkınlığa uğradı, yüzlerinin
şekli şemali değişti, bakışlarını önlerine çevirdiler, bir değil, iki değil,
bir de dil çıkarıp yalanmalar, kedi yalanır ya, hı, etkilendiler, ama ben
kendimi hiç yakışıklı, cazip hissetmiyorum ki, sonra ayna önüne geçip suratıma
baktım mal mal, öküz gibi.
Anladığım ortaya bir ilginç enerji…saçtığım…bu
arada yüzümde bir ilginçlik olmalı…herhalde beni fark ettiklerinde, başlarını çevirip
beni zıpkın gibi karşılarında bulduklarında ruhani enerjimi ruhları sünger gibi
emiyor, ya da hasretini çekip kavrulup durdukları bal gibi tatlı kozmik penisi
bulmuş gibi ona dört nala sarılıyorlar, sımsıkı, onu her yerlerinde
hissediyorlar, hani “nur yüzlü dede” derler ya, bu onun gibi bir şey, ama bu
yüzde cazibe var, (yani cinsel titreşim) akıl almaz bir titreşim, sıcaklık,
yüce bir elektriksel durum. Günün birinde yakınım olan iki kadınla sohbet
ediyorduk bahçemde, elimde tespih vardı, kadınların uzun olanın tespihime
takıldı bakışları, taşı nedir diye sordu, konu tespihti, tespihi eline verince
ılık bir enerji var dedi, güzel, “o tespihten değil, benim enerjim, tespihe
geçti,”
O ruhu çok açık, çok hisli
biridir, bir şifacıdır, enerjisi muazzam açık, çok mistik bir kadın, yaratıcıya
çok sadık, çok yüce gönüllü…yürekli kadın hissediyor…senin içindeki (kutsalı,
yaratıcıyla olan kökü, köprüyü) olanı radar gibi fark edip yürekleniyor, mutlu
oluyor, ama bu titreşimi hiç bilmeyen ise bozarıyor, korkuyor, çekiniyor,
utanıyor, şaşırıyor, beni bir saldırı gibi algılıyor, o içte çığ gibi
dalgalanan aşk girdabını hiç bilmiyor, onun içinde bu şelale hiç dalgalanmamış,
o tanrısal bir varlığa dönüşmemiş, o bunu zerre bilmiyor, o kalas gibi, beton gibi,
ruhani ışığı hiç bilmiyor, benim saçtığım o ışığı bir şehvet belirtisi, saldırı
olarak algılıyor, kafası karışıyor, sarsılıyor ve bu sarsılmayı çaktırmamak
için çırpınıyor, eh, diplerinizi hissediyorum, korkmayın,
Bir iş yerinden alışveriş
yapacaktık annemle, iş yeri sahibinin eşi kadın pervane oldu bana, şaşırdım, candan
sohbet edip sigara çay içtik, muhteşem yürekli kadın, korkmadan candan
samimiyet sergiledi, bu pişmiş bir kadın, bu içimi hisseden bir kadındı. Böyleleri
bağrına basar beni, bu çılgın elektriksel bir durum. Yaratıcıyla kurduğum
çılgın bağlantının titreşimleri. Başlığı çok vahşi koydum bilinçli olarak, bir
erkek…hasretini çekip durduğu bal gibi tatlı kozmik vajina olmasa olmazıdır…ütopyası…erkek
buna kavuşmak için çırpınır durur ömrünce…her erkeğin rüyası…benim de…yüzümle
ilgili özellikle uğraşırım ve oraya bir enerji yerleştiririm,bazılarının
yüzünde, bakışlarında tılsım vardır, o doğuştan vardır, bende olan bu, yüz
aritmetiğinde bir ışık vardır, bambaşka.
Sözünü ettiğim ışığı bilmeyen
öküz kızlar, beton kadınlar vardır, cahil, dangalak, simsiyah, bunlar kötücül
tiplerdir, içleri bok dolu. Konuşmaya gelmezler, hemen kendilerini bulunmaz
hint kumaşı sanırlar. Ne Allah’ı bilirler, ne de kendilerini, bombok
insanlardır ve ömürleri boyunca bok kalacaklardır, yerli kadınlar ve kızlar
ağırlıklı böylelerinden oluşur, oysa yabancı kadınlar bambaşkadır. Algıları
bambaşka. Bizdeki geri kalmışlık, saçma salak ahlak denilen şey, toplum
baskısı, kendi ifade edememe…onlar kendilerini çok değerli, yüce sanıp
durmaktalar. Hiçbir şeysiniz siz. Hep ahmak, hep düşük seviye, çok kötücül
içerik, hep böylelerini gördüm.
Bu metni yazdığım romana
katacağım.
Bende insanları iyileşmeleri için
(tanrısal) delirten bir enerji vardır.
İsa Kantarcı
Yorumlar
Yorum Gönder