Kızların Sevilen Yerleri
Sizin için doğru insan kim?
Bunu bilemiyorsunuz.
Sonra bu sizde bir dert, karın ağrısı halini alıyor.
Hayal kırıklıkları yaşadıkça.
İnsan merak etmeden edemez, yahu benim için doğru kişi kim?
Hangi cehennemin dibinde ve neden karşıma çıkmıyor?
Kim yahu şu müthiş adam ya da müthiş kız.
Sonsuza dek onunla mutlu olacağın sevgili, eş.
Öyle biri var mı?
Nasıl ki annen baban ile bir yastığa baş koydu, iyi günde ve kötü günde birlikte kaldılar bir şekilde; öyleyse senin içinde söz konusu olan bu.
Asla inancını kaybetme.
İnancı olmayanların ya zihinleri zehirlendi, ya bloke oldu ya da devreleri yanmıştır.
Aşk yalandır palavraları sıkar bazıları.
Tabi ki de öyledir. Palavradan öteye gitmez. Emek yoksa işin içinde.
Önemli olan iki insanın dayanışması, yolculuk arkadaşlığı, yoldaşlık kurmasıdır. Tanrı bunu gözetir. Birbirlerine iyilik, ışık, şifa ve yardımcı olmalarını gözetir.
Ama insan bu erdemlerin çok uzağında geçici ve güdük ve ahmakça hevesler ışığında bakar karşı tarafa ve bunlara alet etmek ister o kişiyi.
Herkes fiziksel görünüme göre eş ya da sevgili arıyor.
Kafasında bir görsel belirlemiş.
Herkes gelişmemiş ve sürdürebilir olmayan bir anlayışta.
Güzellik gelip geçici derler ama herkes görünüşe bakar önce.
Kısa keseyim:
Ağır toplumsal baskılar içinde enerji merkezlerimiz mahvoluyor, korkunç bir karanlık.
O günah, bu günah, şu günah.
Erkekler kızların kalçasına bayılır. De ne var orada?
En önemli enerji merkezi vardır orada. (sakral çakra)
Erkekler içgüdüsel olarak yapması gerekeni yapar.
Caddenin köşesinde bir genç durur ve geçip giden kızların kalçasını keser. Biri şöyle der: “Lan oğlum kızın g.tüne bakıyorsun; ama onu nasıl geçindiririm diye düşünmüyorsun…”
O genci kimse böyle yargılama hakkına sahip değildir.
Çok kez evlenip boşanan (yabancı) uzman şöyle diyor: “Kendiniz olun. Doğru kişi sizsiniz.”
Yani demek istediği şu: Doğru kişiyi bulmak istiyorsam tam tamına kendin ol, başkası gibi hareket etme asla.
Kendiniz olmazsanız unutun mutlu olmayı. Karşı tarafı mutlu etmeyi.
Uzmandan değil; kendi kendime öğrendim bunu: Kendin ol!
Sevgiliniz, sevdiğiniz kişi karşısında utanmanda korkmadan konuşabiliyor musunuz?
Hiçbir şeyi saklamadan.
Başka bir evlilik uzmanı (Türk) şöyle diyor:
Birbirlerinin gerçek yüzünü saklayan çiftler evliliğinin 3. Yılında boşanıyormuş.
Çünkü gerçek yüzlerini görüyorlar birbirlerinin.
Karşı taraftan bir şeyleri saklamak nedir? Neye yol açar?
Şu: Devrelerinizi ona kapatmışsınız demektir. Elektriksel hattınız!
Ruhunuz onun ruhuyla teması gerçekleştiremedi demektir.
Senin için doğru kişi kim?
Onu görünce senin için yaratıldığını asla anlayamazsın.
İlk etapta görsellik aradığın malum. Başka çok şey ararsınız.
Senin doğru insanı bulman ona kapı açmanla mümkün.
Onu bulmanın yolu iyi kalpli olmandan geçer.
Aksi halde bakar körsündür.
Yani doğru kişi senin kapalı bütün devlerini açar, kopuk devrelerini enerjisiyle onarır.
Doğru kişiyi bulmak; bunun cinsellikle zerre ilgisi yoktur.
Yürekle, ruhla ilgisi vardır.
Siz ruhunuzu önemseyerek yaşıyorsanız,
Siz kalbinizi önemseyerek yaşıyorsanız sizin için yaratılmış kişiyi bulma şansınız çok yüksektir.
Ne var ki evde kalan çok değerli kızlar ve erkekler çoktur.
Doğru kişinin ölene dek hizmetçisi olmak istersiniz.
O da sizin…
Doğru kişiden aldığınız zevk muazzamdır.
O kişi sizin enerji merkezlerinizi harekete geçirir, onun elinde bir sihirli anahtar vardır, sizin elinizde de ona karşı sihirli bir anahtar.
Bana göre bir erkek kadınını bir baba gibi sevmeli.
Demek istediğimi anladınız.
Tabi nasıl bileceksiniz enerji merkezlerini vs, kapılıp gidersiniz, bir sürü gözyaşı…
Acı çekerek öğreniriz arkadaşlar…
Üzülmeyin derim!
Hepsi olgunlaşmamız için.
Bütün acılar gerçek kapasitemize ulaşmamız için.
Gerçek ve sizi geliştiren… gerçek iletişim kurmanın sırrını size açıkladım.
Kendiniz olun.
Gizlenmeyin.
Samimi olun.
Sihli anahtarınız: Ne olursa olsun kendiniz olmaktan vazgeçmeyin!
28 Aralık 2019 Cumartesi
İsa Kantarcı
Yorumlar
Yorum Gönder